q_tion's Journal

36 to 40 of 52
Page:   Previous  ...   4   5   6   7   8   9   10   11  Next

12 March 2018

11 March 2018

11 March 2018

10 March 2018

10 March 2018

SELÜLİT

Selülit medikal bir terim değildir. Bir hastalık değildir. Kötü vücut yağı değildir. Toksin fazlası değildir. Selülit, en basit anlatımı ile yağ dokusunun kadın vücudunda depo ediliş şeklidir. Yağ deposunun kadında gamzeli bir görüntü vermesinin nedeni, erkek ve kadın cildinin anatomik farklılıklarından ileri gelir. Cilt yüzeyinden derine doğru indikçe önce epidermis (üst deri) sonra da dermis (alt deri) katmanları bulunur. Dermisin altında ise 3 katmadan oluşan yağ dokusu mevcuttur. Selülit görünümü, bu üç katmadan deriye en yakın olan en üst katmada gerçekleşir. Erkekte ve kadında selülit oluşumunun farklı olmasının nedeni, yağ kompartıman farklılığındandır. Yağ kompartımanları kadında paralel kollajen zincirler ile ayrılırken, erkekte çapraz kollajen zincirler ile ayrılır. Bu durumun anlamı, erkekte yağın depo odacıklarından yukarıya doğru çıkmasının engellenmesi demek iken, kadında, artan yağ dokusunun deriye daha kolay çıkıntı yapabilmesi demektir. Buna bir de kadında sıvı birikmesine neden olan östrojen hormonunu ve erkeğe göre daha ince deri katmanı olmasını da eklersek, neden kadınlarda selülit görünümünün daha çok olduğunu anlayabiliriz.

Görüldüğü gibi, bu bir yapısal anatomi meselesidir. Kötü kan dolaşımıyla, trans yağlarla, hayvansal gıdalarla, şekerle, toksinle, negatif enerji ile, kötü beslenmeyle, tembellikle alakası yoktur. Dünyadaki kadınların %98 inde selülit vardır. Hiç bir kadın bu durumu hak edecek yanlış bir şey yapmamıştır. Her ne kadar kilo alma durumu selülit oluşumunu hızlandırsa da, gamzeli derinin tek sorumlusu şişmanlık da değildir.

Selülit çözümleri öneren yöntemler üzerine günümüze kadar yapılmış en kapsamlı araştırma, Harvard Üniversitesi profesörü Doktor Molly Wanner'ın 2008 yılında yaptığı araştırmadır. Araştırma sonunda varılan sonuç şudur: ''İnsanoğlunun selülit önleme üzerine bulduğu bütün yöntemlerin denemesi sonucunda görülmüştür ki, en etkili yöntemler dahi çok hafif ilerleme göstermiş, görülen gelişmeler de kalıcı olmaktan uzak kalmıştır.''

Örnek vermek gerekirse, en sık kullanılan yöntem selülit giderici kremlerdir. Gerçek şu ki, selülit kremleri ve losyonları vücut yağına fizyolojik bir etki yapabilecek derinliğe hiç bir zaman inemez. Bu tip kremlerde en sık kullanılan madde kafein ve retinoldür. Kafein ilgili bölgeye kan akışını artırır ve diüretik görevi görür. Deriden nemi alırsanız sıkılaşma meydana gelir ve selülit azalmış gibi görünecektir. Ancak deriye nem geri döner dönmez selülitler yeniden ortaya çıkar. Bunun daha sağlıklı alternatifi, beslenmemizden aşırı sodyum uzak tutmak ve bol su içmektir! Retinol ise cilt için çok faydalı bir A vitamini türüdür, bu nedenle yaşlanmayı geciktirici yüz kremlerinde çok kullanılır. Cildin derinlerine nüfus ederek ölü tabakaları pul pul döktüğü, kollajen üretimi arttırdığı ve teni kalınlaştırarak daha genç ve yağsız gösterdiği söylenir! Bu iddiaların gerçek olabilmesi için çok miktarda retinole ihtiyaç vardır, fazla retinol de cildi kurutur ve kızartıp soyulmasına neden olur.

Selülit önlemi pahalı kremlerle ya da benzeri kozmetik tuzaklarla sağlanamıyor ise ne yapmak gerekiyor? Öncelikle kadın selülitlerinin herhangi bir bozukluk olmadığının farkına varmalıdır. Yapılacak şey vücut yağ oranının bir miktar düşürülmesidir. Bunun en güzel yolu, hem ağırlık hemde kardiyovasküler egzersizlerden oluşan bir egzersiz programına başlamak; un ve şekerden fakir bir beslenme alışkanlığı edinmekle olacaktır. Buna ek olarak östrojen metabolizmasını düzenleyen turpgiller, antioksidan oranı yüksek mevsimindeki sebze ve meyveler, doğal elma sirkesi ve avakado bilinen en iyi cilt dostlarıdır.


q_tion's Weight History


Get the app
    
© 2024 FatSecret. All rights reserved.